Öfke ve Kırgınlıkların Çiçekleri

Herbalist Ayşegül Savaş
Çiçeklerden Gelen Şifa

Öfke ve kırgınlık, gelişmemiş bir eterik bedenin enerji alanında blokaj oluşturarak onun kimliğine ilişen bir bireysel duygu olur. Fiziksel bedenimiz olduğu gibi eterik, enerji frekansları ile dolu bir Ruh Bedenimizin olduğunu da unutmayalım.

Ruhsal ya da zihinsel olarak aldığımız her negatif darbe, daha da güçlenmemiz gerektiğini gösterirken, tam tersi ile içimize atıp biriktirdiğimiz bu olumsuz duygular, zamanla bir canavar halini alır. Kendimizi çaresiz, pasif, öfke ile kendini kanıtlamaya çalışan, hiç bir şeyi kabullenme seviyesine sahip olmayan saldırgan yaratıklara dönüştürürüz.

“Kabullenemediklerimiz çoğalırsa, başka duygusal travmalar başlar, bu olumsuz direnç (enerji) kişiyi bitkin düşürür. Oysa ki kabul etmek erdemli bir davranış biçimi olmalı ve bunun adı; tolerans ve hoş görü olmalıdır.” der Edward Bach 1933 yılıında, The Naturopathic Journal de ki yazısında. Çocukluğumuzda, kabullenemediğimiz bir kardeş sorunu ya da sevdiğimiz kişilerden aldığımız ihanet duygusu bile bizi ölene dek olumsuz etkiler. Kalbimiz sürekli incinmekten yorgun düşer. Sevginin içine bir de, beklenti koymaya başladık mı, sürekli kırılıp dağılmaya başlarız. Kalp kendini yalnız hissetmeye başladığı an bedenine yalvarır onu rahat bırakması için. Acı kavramı burada filizlenir.

Çocukluk yıllarında ise, içi masum kıskançlıklar, öfke göstergeleri ile dolu ilgi ve sevgi yetersizliği temelli bu tarz davranışlar, zamanla kişinin kronik ruh hali olur. Olumsuz yaşanan her türlü deneyim, temelsiz bir Kök çakrada yerini kırgınlık ve korkulara bırakır. O halde aşırı hassas olmamızı kronikleştiren şeyler nelerdir? Kabullenemediklerimiz yüzünden mi bu kadar öfke dolu içimiz, bu kadar sevgisiziz? Dağa küsen tavşan olmaya daha ne kadar devam edeceğiz?

Kime öfkeli olduğumuz ve neye kırgın olduğumuz konusunda usta bir yazarın kaleminden alınmış hikayeyi paylaşmak isterim.

Bir Lise öğretmeni, öğrencilerine Kabullenmek kavramı üzerine bir ders verir. Dersde onlara bunun uzun sürecek bir çalışma olduğunu, bu çalışmada herkesin eksiksiz görevini tamamlamasını söyler. Ödev ise şudur: Her gün okula gelirken bir torba patates getirilecektir ve bu patatesler, yargıladıkları ve kabullenemedikleri her kişi ve olay için belirlenecek, patates üzerine kişinin adı yazılacaktır. Kendilerine yanlış yapan herkesin adı bu torbanın içinde yer alacaktı. Öğrenciler ertesi gün okula geldiklerinde akşama kadar ödevlerine çalışmışlar ve akşam olduğunda torbalarının bir sürü patatesle dolduğunun farkına varmışlardır. Ödev bitmemiştir, artık bir hafta boyunca bu torbaları yanlarında taşıyacaklar, gittikleri her yere götürecekler hatta uyurken bile baş uçlarında koruyacaklardır. Torbayı asla göz önünden ayırmayacaklardı. Eğer sınıf arkadaşlarından biri, yanlarında bu torba olmaksızın görünürlerse bu ödevden F alacaklardı. Öfke ve kırgınlıkları taşıyan bu poşetin ağırlığını her yere taşımak çok yorucuydu, daha da kötüsü patateslerden bazıları küflenmeye, kokmaya başlamıştı. Kırgınlıklar poşeti ile yaşamak oldukça zordu, sonunda öğretmen onlara bu patatesleri taşımanın kırgınlıklarımıza tutunmak için ödediğimiz bedeli anlamanın çok iyi bir yolu olduğunu anlattı. Herkes hafta sonu olduğunda torbalarını bırakmıştı, özgürleşmenin hafifliği ile okullarına gittiler. Her patatesin temsil ettiği kişiye karşı duyulan kırgınlık ya da öfkenin Kabullenme dersi ile tanıdılar.

Umarım bizlerde bir gün bu kırgınlık ve öfke dolu torbalarımızı daha fazla taşımayız, kokuşmuş, bayatlamış halleri ile yaşam enerjimize engel olmayız. Blokaja uğramış Kalplerimizi daha fazla yormayız. Çiçekler içimizde biriken alınganlıkların, zaman zaman dışarıya patlayan öfke yansımalarının şifa annesi olurlar, derin ve ani bir korku ile kilitlenen bilincimize uyarı titreşimler yollarlar. Krizler ve öfke ataklarını sakinleştirmek için Cherry plum çiçeklerinin yüksek titreşimleri, endişelerimiz yüzünden göze alamadığımız sorumluluklarımızın destekçisi Meşe Ağaçlarının çiçekleri gibi korkularımız için Moonky Flower’s çiçekleri gibi isimlerle şifa anne olurlar. İster aromaterapik, ister homeopatik, isterse topik kullanım uygulama teknikleri ile olsun, Çiçekler, Şifa Anneler olmaya devam ediyorlar.

Siz de Çiçek Ailesine katılın, öfkelerinizi sevgiye, endişelerinizi içinizde ki yaratıcı güce teslim edin…

Beğen
Beğen Aşık Oldum Haha Vay Canına Üzgünüm Kızgınım
5

CEVAP VER