Kurumsal Eğitimlerin Çalışan ve Şirketler Üzerindeki Etkisi

Ceren Yılmaz
ACC İlişki Koçu ve Kişisel Gelişim Eğitmeni
Konuşacak Biri

Kurumsal hayatın dinamikleri her gün değişim ve gelişim gösterirken iş sahipleri için hedef neredeyse hep aynı; daha yüksek cirolar. Evet, şirketlerin yaklaşımı bu anlamda sabit ancak alışkanlıkları ve beklentileri farklılaşan kuşakların hedefleri acaba neler? Bu farklı beklentiler şirket sahiplerini, iş yürütmeleri, kar paylarını ve daha birçok başlığı ne oranda etkiliyor dersiniz?

Geçtiğimiz yıllarda gerçekleşen “PrideStaff – iş yerinde uzun süreli çalışma – anketi” doğrultusunda; çalışanların yeni iş arama nedenleri şu şekilde sıralanıyor:

  • %48.2 işten çıkartılmış
  • %17.5 Daha yüksek maaş istiyor
  • %15.6 Kariyerini farklı alanlarda sürdürmek istiyor
  • %14 Kurum kültüründen memnun değil
  • %2.5 Yeni bir iş fırsatı ile ilgili işe alım için farklı bir firma tarafından aranmış
  • %2.2 Daha fazla staj yapmak istiyor

Görüldüğü üzere iş ile ilgili farklı deneyimler kazanmak amacı ile yeni iş arayışı en düşük orana sahip. Pastanın büyük bir bölümünü işten çıkartılma yani şirketin kararı ile neredeyse aynı oranda bir bölümü de çalışanların talebi oluşturuyor. Yani tablo gösteriyor ki; şirketler ne kadar memnuniyetsiz ise çalışanlar da bir o kadar şikayetçi olabiliyor.

Artık dünyanın neresinde olunursa olunsun şirketler farkında ki; “al elemanı, maaşını ver sonra eti senin kemiği benim” zihniyeti ekonomik anlamda zorlayıcı süreçlerde bile işlemiyor. Bu durum işe alımda önemli kriterlerin ve detaylı araştırmaların yapıldığı süreçler ortaya çıkmasına sebep olsa da bir taraftan da işe alınan elemanın doğru pozisyona, yeterli becerilerle seçilmesine dikkat çekerken diğer taraftan da çalışanın beklentilerinin karşılanmaması durumunda firma içinde artacak sirkülasyonun maliyet anlamında yaratacağı yükü de hesaba katma gerekliliğini doğuruyor.

Daha net bir ifade ile şirketler işe alım yapacakları yeni elemanları tanımaktan, beceri ve birikimlerini bilmekten sorumlu oldukları kadar, onları motive edebilecek unsurları, güçlü ve gelişebilecek yönlerini, gelecek planlarını ve değerlerini de bilmek durumunda oluyorlar. Kendi kurumsal değerlerini çalışana empoze etmeye çalışan, mecburi ve zoraki koşullar yaratarak hedefe ulaşma baskısı yaratan, motive etmek yerine eleştiren, geleceğe dair çalışanına alternatif yaratamayan şirketler ya çalışan performansından muzdarip işten çıkarma yaparak ya da şirket tutumundan şikayetçi çalışanların ayrılması ile kısır bir döngü yaşıyorlar.

Bu zinciri kırmanın en etkili yolları ise işi profesyonellere bırakmak. İnsan kaynakları departmanı ile dirsek temasında organize edilmiş koçluk süreçleri ve kurumsal eğitimler, tam da ihtiyaca cevap verecek şekilde şirketlerin imdadına yetişiyor.

Koçluk sürecinde, gerektiğinde kişilik testlerinin de yardımını alarak ortaya çıkan çalışan ve/veya yönetici değerleri, güçlü ve gelişebilir yönleri, ideal pozisyon ve becerileri, motivasyon kaynakları, iletişim bariyerleri, kariyer hedefleri; eğitimde tercih edilmesi önerilebilecek başlıkları belirliyor.

Bu eğitimlerin de gelişebilir yönlere hizmet etmesi ile hem çalışan kendindeki ve bulunduğu yerdeki memnuniyet düzeyini arttırmış oluyor, hem çalışma arkadaşları – as ve üs’leri – bu gelişim ve değişimden olumlu etkileniyor, hem de tüm bu iyileşme elbette ki şirketteki reel sonuçlara yansıyor. Tartışmasız bir şekilde ortaya daha tatmin ve verimli çalışanlar, takımlar, liderler ve bunun sonucunda da hedeflediği yüksek cirolara ulaşabilen şirketler ortaya çıkıyor.

ACC İlişki Koçu ve Kişisel Gelişim Eğitmeni

Beğen
Beğen Aşık Oldum Haha Vay Canına Üzgünüm Kızgınım

CEVAP VER