Kendime Ayıracak Zamanım Yok

Herbalist Ayşegül Savaş
Çiçeklerden Gelen Şifa

“Nereye kadar sorumluluk alabileceğimizi bilmek ve buna sınırlar getirmek, hiç kuşkusuz ki beceriksizlik duygusundan ziyade, kişiye kendi gücünün potansiyellerini bilme imkanı verir.”

Edward Bach-7 Yardımcı Çiçek -Biraz kendimizi rahat bırakabilmemiz dileğimle…

Kendine zaman bulamayanlar için kaleme aldığım bu yazımda, Homeopatik Çiçek kürlerinin kullanımı dışında olumlama (affirmation) tekniği kullanarak, farkındasızlığımızı farkındalıklı bir hale getirebileceğimize ışık tutmak istedim. Zihin ego ile güçlü iş birliğine girdiğinde, ruhsal dünyamızın oluşmasına izin vermez ya da izin veriyormuş gibi yapıp, beklenti dolu sevgi anlayışlarına girer. Yine mülkiyetçi bir zihinle karşı karşıya kalırız.

Sevgi de mülkiyetçilik, egosantrik duygular oldu mu çapak tutar, kirlenir. Beklentili, saplantılı bir ego ve zihin oyuncağı haline dönüşür. Bunun arızalı, sorunlu bir sevgi olduğunu haykıran kalbimizin sesini ise bastırmaya çalışırız. Ona süslü püslü oyuncaklar alıp, oyalamaya çalışırız. Giderek şüpheci, endişeli zihin oyunlarına maruz kalan ruh öze dönüş için çığlıklarını atmaya başlar. Ego güçlendikçe izafi değerler tüketimde üst sınırlara ulaşır, yaratıcı enerji sadece mış gibi yapar. Bir çok danışanım mış gibi yaptıklarının farkına varıp, çiçeklerle  iyileşmeye geliyorlar, spora gitmek, yogaya tutunmak, alternatif tedavi yöntemlerine yönelmek gibi alanlarda ruhlarını sağaltmaya çalışıyorlar.

Maneviyata yine egosantrik, samimiyetsiz aç gözlü tüketim alışkanlığı ile tutunarak, topraklandıklarını sanıyorlar. Bu sanrı çok uzun sürmüyor elbette ki, tüketim onu da eritip bir çırpıda yutuyor. Oysa sadece özümüzden, doğamızdan gelene biraz teslim edebilsek kendimizi, biraz olsun iş, ev, para, aşk, partner düşünmesek de bu duyguları ruhumuzun derinliklerine bıraksak.

Bıraksak da kalbimizden gelen sesin bizim ta kendimiz olduğunu bir anlasak. İşte bunun için çiçeklerin dili ile seslenmek istedim bu yazımda. Bu kadar izafi değerin içinde biraz olsun doğadan gelen varlığımızın yine doğa ile buluşarak nihayetleneceğini biraz olsun, naçizane anımsatmak istedim. Toprak Ana’nın saf sesli kızlarına; Çiçeklerin mesajlarına kulak verelim istedim. Bu mesajların her biri gerçek özümüz, tözümüzden gelen saf enerjinin eş değeridir. O halde nedir Çiçeklerin mesajları? Nedir olumlamaları?

Çiçek olumlamaları çiçeğin enerjitik ifadesidir. Çiçeğin ilgili tematiği, onun titreşim frekansında ki duyusal (simyasal -eterik enerji) mesajdır. Ezoterik Çiçek kullanımında, çiçeğin sinerjisi, verdiği titreşimsel destek, algı boyutunda çalışır. 1980’li yıllardan itibaren, Jullıan Bernard-Patrisca Kaminski gibi Çiçek terapistleri liderliğinde, evrensel bilincin, çiçeğin imzasında saklı bilgece bir  bilgi potansiyeli olduğu ispatlanmıştır. İnsanı Ruhsal-Bedensel ve Zihinsel  bir bütünlük içinde değerlendirmenin,gerçek kozmik bilinci ile eş değerde çalışmak olduğunun da altını çizerler.

Biz insanoğlu,doğadan,topraktan,gökyüzünden uzaklaştıkça,ruhsal kimliğinden ve bu evrende ki ruhsal amacından giderek uzaklaşan ,sorunlu varlıklar halini alır. İzafi yaşamın ana materyallerine sıkı sıkıya yapışıp ruhumuzu onlarla beslemeye odaklanırız. Yapılı saçlar,güzel bir parfüm,hafta sonu piknikleri,bol kazanç,seyahat,ev,araba,iş,kariyer ya da kimilerimiz için gönüllü yapılan çalışmalar gibi bir yığın koşuşturma içinde bırakırız kendimizi.

“Kendime ayıracak zamanım yok…”

Ne düşündürücü bir cümledir, kişinin kendi ruhsal-zihinsel ve bedensel sağlığı için ayıracak zamanının olmaması ne üzücü bir farkındasızlıktır. Daha da kötüsü bir çoğunun bu cümleyi kurarken, mağrur ve meşgul ego edası ile  yaşam yoğunluğunluklarından hoşnut olduğunu da söyleyebilirim. Ne büyük bir çelişki ne büyük bir yanılgı taşır ve hastalıklı, yorgun zihnin kendini anımsatır. Zamanı kontrol edemeyen, şuursuzca zamanını sırf eve girip kendi ile baş başa kalmamak için doldurup duranlardan söz ediyorum. Maneviyatı sokaklarda, vakıflarda, derneklerde, arkadaşlıklarda arayanlardan bahsediyorum. Derinlerde bir yerde acı çeken kalp ve ruhlarının sesini, gizli gizli bir ayıpmışcasına saklayarak anlatırken, egonun dik başlı duruşunu bu son cümle ile yine duyarsınız; “Kendime ayıracak zamanım yok…”

Her Çiçeğin kendine özgü seslenişini (frekansını) yakından tanıdığımız, Çiçek Terapi sisteminin kurucu babası olan Edward Bach’ın çiçek özleri ile anlatmak istedim. Zamanım yok diyenlere, kendilerine yakın gelen olumlamayı bir kağıda yazıp, muhtelif kullanım alanlarınıza bırakmanızı öneririm. (yastık altı, palto cebi, ofis çekmecesi, banyo gibi sık kullandığınız alanlar)

Nasıl mı? Zihniniz her boş kalıp sizi endişe, korku ve kaygılara yönelttiğinde ona Çiçeğin Dili (olumlaması) ile seslenin. Sık sık olumlamayı tekrar edin ve kelimelerin anlamları üzerine odaklanın. Başlarda zihin reddedecek, bu yöntemle alay edecektir aman izin vermeyin, olumlamanızı çıkarıp okumayı tercih edin.

Çiçeklerin örnek olumlamalarından bazıları:

Chestnut Bud der ki :

“Yeni yaptığım her şeyden bir şeyler öğreniyorum. Geçmişim bana güç ve enerji kaynağıdır. Deneyimlerimle çok şey öğrenirim. İşte O Şeyleri gerçekleştirmekten ve  olduğu gibi görmekten kaçmam. Hatalarımdan öğreniyorum her şeyi.

Chıcory der ki :

“Koşulsuz olarak seviyorum. Başkalarının bağımsızlığına saygı duyuyorum. Ben herkesin sevgisine layığım ve  ihtiyacım olan tüm ilgiye sahibim. Karşılıksız, hiçbir şeyin ardında bir beklenti bir dönüş içine girmeden koşulsuz sevmeyi öğreniyorum…”

Aspen der ki :

İhtiyacım olan tüm cesarete sahibim. Kendimi hayatın deneyimlerine açıyorum. Gelecekle yüzleşmek için iç gücüm var. Benim dünyamın güvenli bir yer olduğunu biliyorum. Heyecan ve maceraya hazırım.

Gorse:

Hayatın kendisine inancım var. İyimser olmaya karar verdim. Ben kendime inanıyorum. Gelecekte umut ve güvenim var. Parlak tarafa bakıp yüzümü yeniden yeniden güneşe, ışığa çeviriyorum…

Beğen
Beğen Aşık Oldum Haha Vay Canına Üzgünüm Kızgınım
6

CEVAP VER