Erken Yaşta Din Eğitimi Çocukları Nasıl Etkiliyor?

Son zamanlarda, Sıbyan mekteplerinde yaşanan olaylar ve çocukların yaşadığı ruhsal zorluklar gündeme geldi. Ebeveynler, ağaç yaşken eğilir yaklaşımı ile çocuklarının erken yaşta din eğitimi almaları gerektiğine ikna edilmeye başlandı. Bu yaklaşımın, çocukların gelişim süreçlerini istismar etmesi ve bu konudaki bilgi eksiklikleri nedeni ile yaygınlaşması sebebi ile çocukların ruh sağlığı açısından acilen yeniden düşünülmesi gerekmektedir.

Çocuklar her şeyi gören bilen kavramıyla başa çıkamıyor

Bu konunun, sadece İslam dini üzerinden değil soyut birçok kavram içeren bütün dinler açısından daha geniş bir bakış açısıyla ele alınması çok önemlidir. Öncelikle özellikle tek tanrılı dinlerin birçoğundan bulunan “her şeyi bilen ve gören olma” kavramının anlaşılması önemli görünüyor. Yapılan araştırmalar üniversite çağındaki kişilerin bile bu kavramı anlamakta zorlandığı gösteriyor. Bunun gibi soyut birçok kavram barındıran dini inançların çocukların dünyasında anlaşılması hiç kolay değil. Biz yetişkinler için bile anlamlandırması zor olabilen soyut kavramların çocukların hayatına hazır olmadıkları bir zamanda girmesi çocuklarda birçok psikolojik zorluğa neden olabiliyor*. Çocuklar her şeyi gören her şeyi bilen Tanrı kavramı ile karşılaştıklarında başa çıkamadıkları bir gözetlenme hissi ile yaşamaya başlıyorlar. Bu durum hayatlarının her anında korku ile yaşamalarına neden oluyor. Bu korku ise gece kabusları ile gelen uyku bozuklukları, altını ıslatma, gündüzleri ise başa

Ergenlikte tepkisel uzaklaşma gözleniyor

Bu psikolojik zorluklar okul öncesi dönemlerde öğrenilen birçok becerinin gecikmesine ya da ileri ki yaşlardaki kaygı bozuklukları gibi psikolojik zorluklara sebep olabiliyor. Bu korkularla başa çıkabilen çocuklarda ise sanılanın aksine ergenlik döneminde Tanrı figürü ile ilgili öğretilenleri sınama ve çelişkili durumları fark ederek öğretilen inanca karşı tepkisel bir uzaklaşma gözlemleniyor.

Ölüme merak artıyor, yaşama ilgi kayboluyor

Ayrıca, ölümden sonraki yaşama yüklenen olumlu anlamlar çocukların ölümü merak etmesine ve yaşantılarına ilgilerinin kaybolmasına neden olabiliyor. Bu da okul yaşantısına ilgisinin azalması ve akademik başarısızlıkla sonuçlanabiliyor.Bununla ilgili yaşanan bir örnek şu şekilde: Anne ve babası ile öldükten sonra cennete gideceği ve orada çok mutlu yaşayacaklarını öğrenen çocuk, anne ve babasına ne zaman öleceğiz burası çok sıkıcı diyerek karşılık vermektedir.

İnsanların kendilerini hazır hissederek seçimlerini yaptıkları durumlarda ruhsal olarak güçlenmelerini destekleyen inançları doğrultusunda oluşan anlam dünyaları çocukluklarında hazır olmadıkları bir dönemde korku ile beslenerek çocuklara empoze edildiğinde ise psikolojik rahatsızlıklara ya da o inançtan tepkisel uzaklaşmalara neden olabilmektedir.

Ailelerin rolü çok önemli

Bu nedenle ebeveynlerin bu konudaki farkındalıkları çok önemlidir. Eğitim kurumlarında çocukların gelişimsel olarak hazır olmalarını beklemeden din eğitimi vermek isteyen kişilerin pedogojik yeterliliği sorgulanmalıdır. Çocuklar ebeveynlerinin dini inançlarını ev yaşantısında görerek merak eder ve istediği zaman dahil olmak isteyebilir. Ancak inanç özgürlüğünün varlığından bahsetmek konusunda ebeveynlere sorumluluk düşmektedir. Özellikle okul öncesi dönemde çocuklar için ebeveyn tarafından sevildiğini ve birlikte güven olduğunu hissetmesi inançlar ilgili kavramlar nedeniyle korku duygusu ile baş etmesini desteklemektedir.

Bu durum çocukların ruh sağlığı korumak adına sadece ebeveynlerin değil toplumsal olarak her bireyin sorumluluğundadır. Bununla ilgili daha kapsamlı çalışmalar ve önlemler acilen hayata geçirilmelidir.

Kaynak:Evrensel

Beğen
Beğen Aşık Oldum Haha Vay Canına Üzgünüm Kızgınım

CEVAP VER