Arya Nur Epilepsiyi Yenerek Çelloya Başladı ve Yurt Dışında Ödül Kazandı

Dünyada 50 milyon, Türkiye’de ise 750 bin kişiyi etkileyen epilepsi, beyindeki elektriğin aşırı artmasıyla ortaya çıkan bir tür hastalık.

Arya Nur Güneş henüz 13 yaşında. Katıldığı ilk yarışmada, 18 ülkeden yaşları 10 ila 23 arasında değişen 590 müzisyen arasından jüri özel mansiyon ödülüne layık görüldü. Arya Nur’un bu başarısını daha da önemli kılan  durum kendisine 9 yaşındayken epilepsi teşhisi kondu.

İkizi Sonat Bike’ye de aynı teşhis kondu ancak ikizlerin doktor anne ve babası; hastalığın, kızlarının gelişimine engel olacağını düşünmeyerek onları sanata ve spora yönlendirmişler.

Ailesi, Arya Nur’un müziğe olan yeteneğini 4 yaşındayken fark edip konservatuvara yönlendirdi. Arya Nur henüz 6 yaşındayken piyano çalmaya ve beste yapmaya başladı. Sınavlarda da başarılı olunca Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzik ve Bale Ortaokuluna kabul edildi. Eğitmeni Prof. Dr. Çağlayan Ünal Sümer’in tavsiyesi ile yaklaşık 3 yıl önce çello (viyolonsel) çalmaya başladı.

Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sümer; Arya’nın çelloya çok emek verdiğini, yaşına göre çok ileride ve onun özel olduğunu vurguluyor. Bunun onun için sadece başlangıç olduğunu belirtiyor. Arya Nur bu enstrümanda kısa sürede gelişim gösterince, Litvanya’da düzenlenen “Kaunas Sonorum 2017 Genç Müzisyenler Uluslararası Müzik Yarışması”na katıldı ve bu başarıyı elde etti.

10 yaşındayken tanıştığı enstrümanını çok sevmiş ve eğitmenleri de destek verince kısa sürede önemli mesafe almış. Yarışmaya 6 ay önce katılmaya karar vermişler. İlk yarışmanın verdiği stres olmasına rağmen güzel bir deneyim olduğunu düşünüyor Arya Nur. İdolü ise dünyaca ünlü İngiliz müzisyen Jacqueline Mary du Pré. Onun eserleri kalbine işlemiş, ileride onun gibi dünyaca ünlü bir çellist olmak istiyor. Müziğiyle insanlara duygularını yansıtmak, başkalarına ilham olmak, müziğini geniş bir kitleye ulaştırmak istiyor.

Anne Nurece Güneş, kızlarına epilepsiden korkmamalarını her fırsatta aktarmış. Kızlar da hastalıklarını kabullenmişler ve kendileriyle barışık olmuşlar. Hastalıklarını bir engel olarak görmeyip başarıya uzanmışlar.

İkiz kız kardeşler epilepsi hakkında ise şunları söylüyor:

“Hiç kimse yaşadığı bu sorundan utanıp hastalığını saklamaya çalışmasın. Biz böyle inanıyoruz. Nöbetler sırasında ne yaşadığımızı hatırlamıyoruz. Zaten yıllardır düzenli tedavi ve ilaçlar sayesinde nöbet geçirmiyoruz. Herkesin kusurları olabilir. İlaçlarımızı düzenli olarak kullanıyoruz. Tedavimiz kontrol altında. İkişer kez epileptik kriz geçirdikten sonra, düzenli tedaviye başladık.

Krizlerden sonra gözümüzü açtığımızda annemiz ve doktorlar başucumuzdaydı. Bu hastalık bizi olumsuz etkilemiyor. Epilepsi hastaları, yaşadıklarını kabullenerek, kendisiyle barışık olarak yaşamanı sürdürmeli. Hastalıkla barışık olmamız gerekiyor. Hangi yaştan olursa olsun tüm hastalar normal hayatlarını devam ettirsinler. İnsanlar epilepsi sorunu yaşayan hastalara ön yargıyla bakmasın. Sevgi her zorluğu yener. Bilgi sahibi olmak çok önemli.”

Beğen
Beğen Aşık Oldum Haha Vay Canına Üzgünüm Kızgınım

CEVAP VER