Tüm İşkollarında 28 Günlük Kapanma Olmalı

Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) salgının 8’inci ayındaki değerlendirmesinde kış aylarına girilmesiyle birlikte hem hasta hem de ölüm sayılarında ciddi artış yaşandığını, salgının başladığı Nisan ayındaki rakamlara ulaşıldığına dikkat çekilerek, radikal kararların alınması gerektiği kaydedildi.

Basın toplantısına katılan bilim insanları salgın dışındaki hastalıklarda da patlama yaşandığını, insanların hastanelere gitmeye korktuğunu dile getirdi. Salgın ile en ön saflarda mücadele eden 66’sı hekim olmak üzere 152 sağlık çalışanının yaşamını kaybettiği ve bu nedenle Covid-19’un bir meslek hastalığı sayılması gerektiği vurgulandı. Meslek hastalığı yasa taslağında göz önünde bulundurulmak üzere 7 maddelik öneri paylaşıldı. İngiltere’de Covit-19 nedeniyle hastanelerde yatanların 6’da birinin sağlık çalışanı olduğu, Türkiye’de ise bu oranın bilinmemesinin hem sağlık çalışanlarını hem de ailelerini tedirgin ettiği belirtildi.

28 gün kapanma olmalı

TTB Covid-19 İzleme Grubu Üyesi P rof. Dr. Kayıhan Pala, TTB’nin hem durum saptaması yaptığını, hem de önerilerini kamuoyuyla paylaştığını belirterek, bu çabalarına karşılık bulamamaktan yakındı. Pala, toplumla hiçbir şey paylaşılmadığı için Türkiye’de salgının ne aşamada olduğunun bilinmediğini belirtti.

Açıklanan verilere göre hızlı bir artış yaşandığına dikkat çeken Pala şunları söyledi:

“Büyük artışı engellemenin yolu virüsün insandan insana geçişini engellemek ya da sınırlamaktan geçiyor. Bu virüsün en uzun kuluçka süresi olan 14 gün boyunca, mümkünse bunun iki katı kadar, epidemiyoloji bilimine göre göre 28 gün boyunca çok zorunlu olan işyerleri, örneğin fırınlar, gıda satış yerleri dışındaki bütün sektörlerin, emekçilerin zarar görmeyeceği, emek sömürüsünün daha da artırılmayacağı şekilde önlem alınarak kapatılmasını öneriyoruz. Başka türlü bu salgının etkisinin azaltılması söz konusu olmayabilir. Başta İstanbul olmak üzere Ankara, İzmir, Bursa gibi büyük şehirlerde gördüğümüz sağlık sisteminin yanıt verme kapasitesinin zorlandığı koşulların, yanıt vermeyecek duruma da gelmesinden endişeliyiz.”

65 yaş kısıtlamarına eleştiri

Kayıhan Pala, 65 yaş üstü vatandaşlara getirilen kısıtlamaları da eleştirdi. Geçmiş aylarda 65 Yaş üstüne kısıtlamaları hatırlatan Pala, “Kısıtlama uygulanırken bizzat sayın bakan bütün ölümler içerisinde 65 yaş üstü ölümlerin yüzde 93 olduğunu açıklamıştı. Bugün itibariyle bu oran yüzde 73. Yani kapanmanın olduğu dönemde 65 yaş üstü ölümler daha fazla iken bugün daha az olmasının açıklanması gerekir. Ben bu uygulamanın uygun olmadığını, insan haklarına aykırı bir uygulama olduğunu düşünüyorum. Bir yandan 65 yaş üstü yurttaşlarımızın Covid-19’dan koruyor gibi görünürken, öte yandan onların beden ve ruh sağlığını hiçe sayan bir uygulamanın içine giriliyor” şeklinde konuştu.

Günde 2 otobüs dolusu insan ölüyor

TTB Covid-19 İzleme Grubu Üyesi Prof. Dr. Cavit Işık Yavuz da Avrupa’nın ve ülkemizin çok sert bir döneme girdiğini, ağır hasta ve ölüm sayılarına bakarak önümüzdeki on gün içinde, günde yüzün üstüne çıkan ölümlerin olabileceğine dikkat çekti.

Yavuz, “ Nisan ayında 2 bin 960 insanımızı kaybetmiştik. Umarım, Kasım ayında bu rakamın üzerine çıkmayız. Günlük ölüm sayıları bu şeklide devam ederse Kasım ayında 2 bin 500’den az olacağını düşünmemek gerekir. Umarım yanılırız. Çünkü gerçekten her ölüm ayrı bir acı. Düşününün, Türkiye de bir günde iki otobüs dolusu insan hayatını kaybediyor. Ve bu bir şekilde de normalleşmiş durumda. Aralık ayını çok zor geçireceğimizi öngörüyoruz. Toplumsal bulaşıcılığı kontrol altına almadığımız sürece hiç bir filyasyon ekibi sonuca ulaşamaz çünkü onlar da tükendi” dedi.

AVM’ler patlamaya neden oldu

Değerlendirme raporunu okuyan TTB Merkez Konseyi Üyesi Prof. Dr. İbrahim Akkurt da, vazgeçilmez olmayan işyerlerinin kapanması gerektiğini, teması azaltan evden çalışmanın yaygınlaşmasını önerdi. Sürekli maske, hijyen ve sosyal mesafe çağrılarıyla pandeminin önlenemeyeceğini belirten Akkurt, “İç havalandırma en çok yayılımın olduğu durumdur. AVM’ler en çok bu nedenle risk doğurdu ve patlamaya neden oldu. İdari önlemlerin her alanda sosyal izolasyonun sağlanacağı şekilde yapılması gerekir. Marttan bu yana maske, elleri yıka, sosyal mesafe deniyor. Koruyucu donanımlar en son çaredir ve etkisinin en az olduğu son durumdur” ifadelerini kullandı.

Kapalı alanlarda aerosol etkisine dikkat!

Çalışma yaşamındaki sıkıntıların havaların soğumasıyla birlikte artacağını hatırlatan TTB Covid-19 İzleme Grubu Üyesi Prof. Dr. Özlem Azap Kurt da, “Kapalı ortamlarda virüsün bulaş riski değişiyor. Kapalı ortamda sadece damlacıkla bulaşmıyor. Aerosol olarak havada uzun süre asılı kalabildiğini, normalde bulaşamayacağı halde ortamın havalanmadığı kapalı ortamda bulaşacağını biliyoruz. Bu da kalabalık çalışma ortamların için ayrı bir risk getiriyor. Tabi okullar bu konuda yine risk grubu içinde yer alıyor. Kış aylarının daha sıkıntılı olabileceği düşünülerek yapılacak planlamaların da, hem sağlık çalışanlarıyla hem de kamuoyuyla paylaşılması gerekir” şeklinde konuştu.

Beğen
Beğen Aşık Oldum Haha Vay Canına Üzgünüm Kızgınım

CEVAP VER