Algının Sağlığa Etkisi Mi Var?

Bedenen formumuzu etkileyen en önemli faktörlerden biri, yaptığımız egzersiz miktarından çok, kendimizi diğer insanlarla nasıl kıyasladığımız. Yeni bir araştırmaya göre, insanların kendi sağlıklarıyla ilgili algıları ile sağlıkları arasında şaşırtıcı bir bağlantı var. Fiziksel aktivite bakımından kendisini olumsuz görenler “düşünce yoluyla formdan çıkmış” olabiliyor.

ABD’deki Stanford Üniversitesi’nden bilim insanları 61 bin yetişkinin ölüm oranları ile ilgili verileri inceledi. 21 yıl boyunca bu insanların ne kadar egzersiz yaptıklarına, esas olarak da kendi yaşıtları diğer insanlara kıyasla ne kadar egzersiz yaptıklarını düşündüklerine bakıldı. Bu süreçte katılımcıların bazıları çeşitli hastalıklardan hayatını kaybetmişti.

Katılımcıların sağlığını etkileyen çeşitli faktörleri inceleyen araştırmacılar, ilginç bir durum fark etti. Akranları kadar egzersiz yapmadığını düşünenler, gerçekte onlar kadar olsa da onlardan daha fazla egzersiz yaptıklarını düşünenlerden daha erken ölmüştü.

Katılımcının sağlığıyla ilgili diğer etkenler, sigara içmek gibi faktörler göz önünde bulundurulduğunda bile aynı sonuç ortaya çıkıyordu. Egzersiz elbette insanın ortalama yaşam süresini artırır. Ama bu araştırma, egzersiz algısının da önemli olduğunu gösteriyordu.

Araştırmayı yapan Octavia Zahrt kendi kişisel deneyimi üzerine bu konuyu incelediğini söylüyor. Üniversite için California’ya taşınan Zahrt, oradaki arkadaşlarının sürekli gym’e gitmesi nedeniyle kendisini yeterince egzersiz yapmıyor olma düşüncesinin sardığını ve formda hissetmemeye başladığını anlatıyor.

Başkalarından daha az hareketli olma hissinin sağlık üzerindeki etkisini incelediğinde, bu insanlarda ölüm riskinin, kendisinin başkalarından daha fazla egzersiz yaptığını düşünenlerden yüzde 71 daha fazla olduğunu gördü.

Algının sağlığa etki nedenleri

Zahrt’ın bu iddiası olağandışı gelebilir; ama algılarımızın sağlığımızı etkileyebileceğine dair en az üç neden sunulabilir:

1. Yeterince aktif olmadığımızı düşünürsek strese gireriz. Çevremizdeki insanların sürekli egzersiz yaptığı, sağlıkla ilgili mesaj bombardımanına tutulduğumuz koşullarda endişeye kapılırız; kronik stres ise sağlığın düşmanıdır.

2. Aktif olduğumuzu düşünüyorsak kendimizi atletik görürüz ve bu algı bizi daha fazla egzersize yönlendirebilir. 2015’te yapılan başka bir araştırma da bu fikri destekliyordu. Arkadaşlarınızdan daha az formda olduğunuzu düşünüyorsanız, yıl boyunca egzersiz yapma ihtimaliniz de azalır.

3. Plasebo etkisinin tersi bir etki de söz konusu olabilir. Örneğin bir ağrı kesicinin tesirli olduğu düşüncesi onun vücuttaki etkisini artırabilir. Bunun tersi ise nosebo etkisidir. Yani negatif beklenti nedeniyle bir tedavinin psikolojik etkisi azalabilir. Belki de arkadaşlarımız kadar egzersiz yapıyor, ama böyle algılamadığımız için yararlarını yeterince görmüyor olabiliriz.

Otel temizlikçilerini ele alalım. Çalışmaları sırasında sürekli hareket halindedirler. Ama 2007’de yapılan bir araştırma, onların bu hareketleri egzersiz olarak görmediklerini ortaya koydu.

Araştırmacılar bu işçilerin yarısına, yaptıkları işin iyi bir egzersiz olduğunu ve bunun kendilerine yaradığını anlattı. Dört hafta sonra bu gruptakilerin kilo verdiği ve tansiyonlarının düştüğü görüldü. İşlerini egzersiz yapma fırsatı olarak algılamalarının fiziksel etkisi olmuştu. Belki bu yüzden yerleri daha enerjik bir şekilde süpürmeye başlamış, belki de plasebo etkisi ortaya çıkmıştı.

Yaşlılık ne zaman başlar?

2003’te İngiltere’de yapılan bir araştırmada insanlara yaşlılık döneminin hangi yaşta başladığı sorulmuştu. Yaşlılığın 60 yaş veya altında başladığını düşünenlerin, bu soruya 70 ve üstü şeklinde cevap verenlere kıyasla ileriki yıllarda daha fazla ciddi kalp sorunları ile karşılaştıkları görüldü.

Bu basit soruya verilen yanıt, insanların kendi sağlık statülerine dair bilgi veriyor aslında. Belki de sağlık sorunları olduğu veya kendilerini yaşlı hissettikleri için yaşlılığın 60 yaşta başladığını söylüyorlar. Ya da ömür olarak fazla zamanlarının kalmadığını düşünüp egzersiz yapmayı boş görüyor olabilirler. Diğer ihtimal ise genel olarak yaşlılık konusunda kaygı duyulması ve bunun da sağlığı olumsuz etkilemesi olabilir.

Bu ihtimaller, kişinin arkadaşlarına kıyasla ne kadar egzersiz yaptığı algısıyla ilgili açıklamaya paralellik gösteriyor.

Tam olarak tüm sorulara yanıt bulamasak da ilginç bir şeyler olduğunu ve sağlığa ve formda olmaya dair algımızın önemli olduğunu anlıyoruz.

Bu durum kamu sağlığı yetkililerini zora sokuyor. Onlar, sağlıklı kalmak için ne kadar egzersiz yapmamız gerektiğini bilmemizi istiyor. Öte yandan, hedefi yüksek tutmak, motivasyonu azaltabilir. Bu mekanizmalardan hangisinin yaşam süresi üzerinde en fazla etkide bulunduğunu anlamadan neyin işe yarayacağını bilemeyiz.

Şimdilik benim için en iyi şey yapabileceğim kadar egzersiz yapıp, bu işi abartılı yapan arkadaşlarımdan uzak durmak.

Beğen
Beğen Aşık Oldum Haha Vay Canına Üzgünüm Kızgınım

CEVAP VER