Pandemide uyuz vakalarında artış yaşandı

Son birkaç yıldır Türkiye’de uyuz vakalarında artış olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. İlkin Zindancı, “Özellikle pandemi döneminde insanların evde sürekli bir arada olmasıyla daha da arttı. Ülkemizde normal bir günde polikliniğe her bir dermatoloğa 15-20 uyuz vakası geliyor. Bu hastaların temasta olduğu yakınlarını da düşünecek olursak hiç de az bir rakam değil” dedi.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. İlkin Zindancı, uyuz hastalığının son 10 yıldır Türkiye’de ciddi bir salgın olduğunu ve son birkaç yıldır da pandemiyle birlikte uyuz vakalarında artış yaşandığını söyledi. Her gün bir dermatoloğa en az 15-20 uyuz vakası geldiğini dile getiren Zindancı, hastalık hakkında şu bilgileri verdi: “Uyuz sarcoptes skabiyeyi adında bir böcek. Gözle görülemeyecek kadar küçüktür ve derinin içine girerek üst tabakasına tünel kazar. Kazdığı tünelin 1 cm kadar dibine giderek oraya yumurtlar ve bir süre sonra ölür. Bu tünelin dibindeki atıklara karşı oluşan alerjik reaksiyon da kişide kaşıntı başlatır. Uyuzda en çok gördüğümüz şey özellikle geceleri artan kaşıntıdır. En çok da el bilekleri, parmak araları, dirseklerin içi-dışı, dizlerin önü-arkası, göbek bölgesi, kadınlarda memelerin çevresinde ve erkelerde de genital bölgede kaşıntı görürüz. Buralarda kaşıntı sonrası yara oluşumu, bakterilerin ve egzamanın eklenmesi ile yoğun bir görüntü olur. Erişkinlerde saçlı deri, yüz ve sırtın orta kısmını çok tutmaz. Çocuklarda farklı seyredebilir, döküntü biraz daha şiddetlidir, saçlı deride, yüzde, el içi ve ayak tabanında da görürsünüz. Kişinin bağışıklığına göre klinik görüntü değişebilir.”

“KLİNİK MUAYENEYLE TANI KONUR”

Klinik tanının ancak muayene ile konulabileceğini belirten Zindancı, “Hastanın kaşıntısı, kaşıntının özelliği ve süresine bakılır. Mesela yıllardır süren bir kaşıntıda uyuz düşünmeyiz. Uyuz kaşıntısı akut bir dönemdir. Gece artan kaşıntı ve kaşıntının yerleşimi bize uyuz düşündürür. Diğer bir yöntem de dermoskop adlı cihazımızla parmak aralarına bakmak. Bu cihazla parmak aralarına tünel var mı diye bakarız. Çok nadiren de biyopsiyle tanı koyarız” ifadelerini kullandı.

“TEDAVİ AİLE BOYU UYGULANMALI”

Uyuzun tedavisinin ise değişken olduğunu ifade eden Zindancı, “Türkiye’de hazır olan ve hazırlanarak yapılan sürme ilaçlar kullanıyoruz. Hazır olanlar daha çok parazit öldüren ilaçlar. Krem ve losyonlar da var. Kişiye ve yaşa göre değişir, hastanın ortalama 12 veya 24 saat bütün vücudunda tutacak şekilde tüm vücudu sıvayarak sürmesini isteriz. Biraz azalır ama tam geçmez ortalama 1 hafta arayla yineleyerek birkaç kür uygulanır. Yapma ilaçlara da kükürt, katran ve vazelin gibi şeyleri karıştırırız. Bunları hasta 3 gün kadar hiç yıkanmadan tutar ve her gün yenilenecek şekilde kullanır ve dördüncü gün banyo edilir. Yineleyerek ve birkaç kür şeklinde uygularız. Bu tedavinin uyuz görülse de görülmese de aile boyu uygulanması da önemli. Alternatif tedaviler de tıbbi tedaviye destek olarak uygulanabilir, tek başına uygulanamaz. Yıkanma döneminde bu tarz şeyleri kullanmasında bir mahsur yok ama medikal tedavi bellidir. Tıbbi tedaviye destek ve görülecek yan etkileri azaltmak için verilebilir” şeklinde konuştu.

“İNSAN VÜCUDUNDA 1 AY VÜCUT DIŞINDA 3 GÜN YAŞAR”

Uyuzun ten temasıyla bulaşacağını dile getiren Zindancı, şunları söyledi: “Ten teması, aynı yatakta yatma, aynı giysileri giyme ve aynı koltukta uzun süre oturma gibi durumlarda bulaşma ihtimali artar. Bu parazit insan vücudunda 1 ay, vücut dışında da 3 gün kadar yaşar. İnsan vücudu dışında 3 gün kaldığı için hastalarımıza yıkayamadığınız çamaşırları 3 gün havalandırın diyoruz. Son zamanlarda hapları da var ama bunlar Türkiye’de olmayan ilaçlar. Bu ilacın Türkiye’ye getirilmesi ile ilgili Bakanlık çalışmaları var. Asıl sorun ilacı doğru kullanma ve ilaca uyum. Sürme ilaçlar zaten vardı sadece ağızdan alınan tabletlerin getirilmesi ile ilgili çalışmalar var ve bir sürü firma başvurdu.”

“UYUZUN TEMİZLİKLE İLGİSİ YOK”

Uyuzun temizlikle bir ilgisi olmadığına da dikkat çeken Zindancı, şöyle devam etti: “Uyuz ten temasıyla bulaşır, yakınınızdaki bir kişide varsa siz dünyanın en temiz insanı da olsanız size uyuz geçebilir. Canlıdan canlıya geçer, temiz olmama durumu göstergesi değildir. Eğer çevrede varsa ve tedavi olmadıysa en temiz insanda bile olabilir. Sosyete uyuzu terimi de yanlış. İnsanlar çevrelerinden pis olarak algılanma kaygısıyla böyle bir terim üretiyorlar. Hastalığın yakınlara söylenmemesi daha da yayılmasına sebep oluyor. Uyuzun tedavisi var, yeni tedaviler de gelişmekte.” (Sabah Gazetesi)

Beğen
Beğen Aşık Oldum Haha Vay Canına Üzgünüm Kızgınım

CEVAP VER