Kırmızı Çiçeklerin Titreşimi İle İyileşme

Herbalist Ayşegül Savaş
Çiçeklerden Gelen Şifa

Renk Terapi eğitimine başladığım yıllarda, Nicola Tesla’nın Titreşim Teorisi üzerine de çalışmaya başlamıştım, titreşim kavramının babası sayılan Tesla, evrende ki her şeyin, enerjitik boyutta bir frekans oluşturduğundan söz eder.

Albert Einstein ise bize E = mc 2 aracılığıyla, hayattaki her şeyin titreşim frekanslarını yattığını ve her şeyin farklı titreşimsel biçimlerde enerji olduğunu öğretti. Temel olarak, bu enerji yanı sıra spektrum çarkı üzerindeki tüm renkler, renklerin dolayısıyla enerji oluşturan her hücre demektir olabilir enerjinizi etkiler. Gerçekten bu kadar basit!

Renk Terapisinde, vücuda dengelemesinde yardımcı olmak için renklerin doğal iyileşme yeteneği kullanır. Renk, titreşimsel enerjili sistemimize ışık frekansları sağlayarak yaşam gücümüzü destekler.

Antik çağlarda Mısırlılar güneşin enerjisini farklı cam renkleri ile yansıtan odalar yarattılar, çünkü bu rengin insanları farklı şekillerde etkilediğini anladılar.

Gözlerimiz, ışığı merkezi sinir sistemimize giden ve tüm vücut fonksiyonlarına yönlendiren elektriğe dönüştürebilir. Her belirli renk frekansı, belirli titreşim frekansını tanıyan vücudumuzun alanına çekilir. Buna karşılık bu elektrik sistemimizde hormonal ve hücresel değişikliklerin meydana gelmesine neden olabilir. Böylece vücudu o belirli renkle dengeye getirir.

Spektrumdaki tüm yedi renk beyaz ışık oluşturur, ancak onları ayırırsanız, her rengin kendine özgü titreşimi vardır. Spektrumdaki renkler, en hızlı ve en hızlı titreşen titreşimli kırmızı ile farklı hızlarda titreşir. Red’in daha yavaş titreşimi, sıcaklığın hemen üzerindedir ve bedenlerimizi fiziksel olarak uyarma yeteneğine sahiptir.

Kırmızı renkle ilgili vücudun spesifik alanları omurganın, böbrek üstü bezlerinin, böbreklerin ve mesanenin, kolonun, omurganın, bacakların ve hayati gücümüzün tabanıdır: kan. Kırmızı, demiri temsil eder, damarlarımızdaki madde kanımızı kırmızıya çevirir. Aynı zamanda Mars’ın ateşli gezegeni, savaş, tutku ve şehvet yöneticisi ile de bağlantılı. Kırmızı, fiziksel bedenlerimiz, kendi kendini koruyabilme kabiliyetimiz, hayatta kalma içgüdülerimiz, temel ihtiyaçlarımız, topraklanmış ve güvende hissetmek, temel içgüdüler, fiziksel aktivite ve cesur olmakla ilgilidir. Aynı zamanda “sahip olma” duygusuna da bağlıdır. Esas olarak, ilk çakra enerji seviyesiyle veya alt vücut bölgesiyle ilişkili her şeyle ilgili her şey. Gözlerimiz, ışığı merkezi sinir sistemimize giden ve tüm vücut fonksiyonlarına yönlendiren elektriğe dönüştürebilir. Her belirli renk frekansı, belirli titreşim frekansını tanıyan vücudumuzun alanına çekilir. Buna karşılık, bu, elektrik sistemimizde hormonal ve hücresel değişikliklerin meydana gelmesine neden olabilir, böylece vücudu o belirli renkle dengeye getirir.

Robert O. Becker, “Body Electric” adlı kitabında insan vücudunun ölçülebilir bir elektrik frekansına sahip olduğunu ve bir insandaki sağlık durumunun genel titreşim frekansı ile ölçülebileceğini belirtmektedir. Genellikle sağlıklı bir vücut 62-78 hz arasında rezonansa girer. Vücudumuzun enerjisi düşüncelerden, diğer insanlardan, çevreden, hatta zehirli yiyeceklerden bile etkilenebilir. Wıld Rose ve tüm çiçekler arasında bilinen en yüksek titreşim frekansına sahip olan ROSE familyası, bir saatte 320 hz’de rezonansa sahip olduğunu bilmenizi isterim. Aynı şekilde Kırmızı Kestane Ağacı çiçekleri,Red Rose,Hibuscus gibi çiçekler doğuştan yüksek frekansa sahip olan çiçeklerdir. Ağır ve kriz anlarında güçlü etkilere sahiptirler. Red Popy (kırmızı gelincik) çiçeklerinin aşırı sinir ve öfke krizlerinde sakinleştirici anne olduğunu biliyor musunuz?

Çoğu insan koku ve titreşim içinde nefes almak için burnuna gülün içine girer. Sanki bir şekilde renk kırmızılarının gücü ve birbirine karışmış gülün güzel geometrisini içsel olarak bildiğimiz gibi, bizi daha yüksek bir bilinç durumuna getirecektir. Nirvana’ya bir saniye nefes alarak kim ulaşmak istemiz ki? Gül kokusunun dışında, uçucu yağların teneffüs edilmesi veya ayaklarınızın ya da göğsünüzün bir damlasını kalbin üzerine yerleştirdiğinizde, titreşim de artacaktır. Çalışmalar, cilde yerleştirilen uçucu yağları 6-21 dakika içerisinde vücuda girdiğini ve süratle çalışmaya başladığını göstermiştir.

Şifalanma sürecinde Çiçekler ve Renklerle çalışırken, iyileşme sürecinde farkındalığı arttırmak ve sorunun kökenine inebilmek için bu iki terapi birbirinden desteklenir. Red Chestnut (kırmızı kestane ağacı) çiçekleri kriz anlarında, kök çakranın oluşturduğu yaşamsal enerji bağlılığın azalması (hayata küsme-zevk alamama ve kokulara kapalı olma) gibi sorunlarda, ağrıların eklemlerde oluşması, ayaklar ve bacaklarda yorgunluk buna bağlı olarak statik enerji ile omurga yıpranması ya da kilo sorunları oluşmaktadır.

Bunlar bedensel tepkimeler bir de ruhsal boyutta içten içe geliştirdiğimiz sorunlu durumlar var. Panik atak, ankisiyete, depresyon, sürekli yorgun hissetmek vb. Kırmızı renk olarak kök çakranın titreşim rengidir. Her çakra için çalışılması gereken 7 renk bulunur. Kırmızı rengi terapi içinde çiçekle buluşturmak sorun üzerine derinleşebilmemize imkan verir.

Terapi nasıl çalışır?

Haftaya yazının devamı Meraklı Hastalar’da.

Beğen
Beğen Aşık Oldum Haha Vay Canına Üzgünüm Kızgınım
9

CEVAP VER