İdrar kaçırma sorunu ile ilgili en önemli yanlış bilgilerden biri sıvı tüketimini azaltmak. Tuvalete gitme düzenini de iyi ayarlamak gerekiyor. Peki bu hastalar nasıl bir yol izlemeli? İşte uzman açıklamaları…
Kontinans Derneği ve Kadıköy Belediyesi işbirliği ile Sosyal Yaşam Evi’nde “İdrar yolu enfeksiyonları ve prostat” konulu bilgilendirme konferansı düzenlendi.
Konferansta sorunla ilgili Kontinans Derneği Başkanı Prof. Dr. Tufan Tarcan ve Kontinans Derneği Sosyal Farkındalık Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Bedreddin Seçkin, idrar kaçırma sorunu, enfeksiyonlar ve prostat üzerine önemli detayları halkla paylaştı.
Bilgilendirme sonrası ise dinleyicilere idrar kaçırma probleminde bazı hastalara yönelik özel hijyenik mesane pedleri dağıtıldı.
Geceleri sık idrara çıkmak prostat sorunu olmayabilir!
İdrar kaçırma sorunu ve prostat hastalıklarının genellikle yaşlanmanın bir sonucu olarak algılandığını belirten Prof. Dr. Tufan Tarcan, konferansın başında prostat ve idrar kaçırma ile ilgili önemli bilgiler paylaştı. “Özellikle prostat üzerine çok kafa karışıklığı var. Bir de kadınlarda tekrarlayan sistit atakları ciddi problemler arasında.
Gece sık idrara kalkmanın genellikle prostatla ilgili bir sorun olduğu düşünülüyor. Çoğunlukla ise bu sorun yaşlanmakla birlikte, prostat büyümesinden bağımsız olarak gece idrar miktarınızın artmasıyla ilgilidir. Çünkü yapılan çalışmalar gösteriyor ki; kadınlarda ve erkeklerde gece idrara kalkma sıklığı yaşlanma ile birbirine paralel olarak artıyor. Dolayısıyla, gece idrara kalkma sorununu her zaman prostat büyümesine ya da tıkanıklığına bağlamamak lazım. Bunun altında bir kalp yetmezliği, damar yetmezliği, yaşlanan mesane veya diyabet hastalığınız olabilir.
Bu nedenle prostat ameliyatlarından sonra en zor iyileşen yakınma noktüri adı verilen gece idrara kalkmaktır. Özellikle gündüz yakınması olmayıp sadece gece idrara kalkma yakınması olan erkekler prostat ameliyatlarından fayda görmezler. Burada eğer bir tıkanıklık yoksa eğer siz mesanenizi tam olarak boşaltabiliyorsanız, geride idrar kalmıyorsa, o zaman size şöyle önerilerde bulunuyoruz; Akşam yemek yedikten sonra yatana kadar zorunlu kalmadığınız takdirde hiçbir şey yiyip içmeyin. Eğer sizin akşam yatmadan önce birçok Türk alesinde olduğu gibi çay, meyve veya tatlı yeme gibi alışkanlıklarınız varsa onlar sizi gece idrara kaldıracaktır. Bu konuda prostatı suçlamamak lazım. Diğer bir konu ise bütün gün ayaktayken bacaklarınızda oluşan ödem, gece yatar pozisyona geldiğiniz zaman yerçekiminin etkisiyle kalbe geri gelir ve böbreklere pompalanarak gece idrar miktarınızı artırır. Böyle durumlarda da şunu öneriyoruz; yatmadan bir yarım saat önce ayaklarınızı sırt üstü yatıp kaldırın, biraz o ödem geri gelsin, ondan sonra tuvalete gidin ve öyle yatın önerisinde bulunuyoruz.” dedi.
Sıvı dağılımının da , tuvalete gitme aralığının da düzenli olması gerekir
Prof. Dr. Bedreddin Seçkin ise konferansın başlangıcında idrar kaçırma sorunu üzerine önemli noktalara değindi; “Türkiye koşullarına baktığımız zaman, özellikle kadınlarımız dışarıda olduğu süreçte, tuvalet seçme, tuvalete gitmeme, geciktirme gibi alışkanlıkları sürdürüyorlar. Bu yanlış alışkanlık ve bilgi annelerden de kız çocuklarına geçmek suretiyle nesilden nesile aktarılıyor. Bir klozette 1 saat oturmayacağınıza göre oradan mikrop kapamazsınız. Ama dışarıda olduğunuz süreçte tuvalete gitmemek için sıvı alımını refleks olarak kısar ve o sıvıyı akşam eve gidince tüm günü takviye etmeye çalışırsanız, vücut açısından da dengesiz bir olay meydana gelir. Sıvı dağılımının da, tuvalete gitme aralığının da düzenli olması gerekir. Saat başı bir bardak su içerek ve sıkışmasak bile, 3, 3 buçuk saatte bir tuvalete giderek bu düzeni daha iyi oturtabiliriz. Tuvalet seçmek suretiyle idrarın geciktirilmesi çok önemli bir yanlıştır. Çünkü idrar kesenizin kapasitesi 350 ila maksimum 500 mililitre civarındadır ama mesanenizi idrar tutmaya alıştırırsanız patolojik olarak 2 litreye kadar zaman içerisinde çıkartabilirsiniz. İdrara sık çıkmayarak bu iki litreye çıkartılmış idrar torbasının da kasılma gücünü azalttığınız için kolay kolay boşaltamazsınız ve boşalmayan idrar torbası da sizi paradoksal olarak daha sık idrara götürmeye başlar.” dedi.
Gece idrara kalkma belirtilerini önemsemeliyiz
Gece idrara sık çıkma belirtilerini önemsememiz gerektiğini anlatan Prof. Dr. Tufan Tarcan ise sistit sorunu hakkında detayları anlattı; “Biz gece deliksiz uyumaya programlanmış canlılarız. Gece uyanmamız için beynimizden antidiuretik hormon adı verilen ve “ADH” diye kısaltılan bir hormon salgılanır. Bu hormonun amacı idrar miktarını azaltmaktır ve bizim uykumuzun bölünmemesini sağlar. Çünkü uykumuz bölündüğü zaman o kalitesiz uyku bizi sağlıksız bir duruma getirir. Bu çok net bir ilişkidir ve genel sağlık durumuyla gece idrara kalkma sayısı birbiriyle ters orantılıdır. O yüzden gece idrara kalkma belirtilerini önemsemeliyiz ve en başta bunun altında kalp yetmezliği ya da başka bir hormonal neden bulunmadığından emin olmalıyız. Ve bir de hep o bahsettiğimiz alışkanlıklar gerçekten önemli. Belli bir saatten sonra yemek yememeniz lazım. Çünkü siz yeme içme işlerini geç saatlere bıraktığınız zaman kendi biyolojinizle mücadele etmeye başlıyorsunuz. Biz biyolojimize uygun ne yazık ki çoğu zaman yaşamıyoruz.
Biyolojimize uygun yaşamak nedir?
Gün ışığı ortadan kalktıktan sonra yeme içmeyi bırakmak demektir. Doğru bilinen yanlışlar arasındakilerden biri de sistit yani akut mesane iltihabı dediğimiz tablonun dışarıdan alınan mikroplarla oluştuğu inancıdır. Eminim, “Ben bunu havuzdan kaptım, ben bunu kirli tuvaletten kaptım” gibi yaygın inanışlar var. Hatta “Ben tuvalete gitmeyeyim de, oradan mikrop kapmayayım” düşüncesi bile bulunuyor. Aslında tam tersi; idrarı tutarak daha çok sistite yol açarsınız. Çünkü bunlara yol açan mikropları siz dışarıdan almıyorsunuz sizin vücudunuzda yaşıyor. O mikroplar kalkıyor makat bölgesinden dışarıya çıkıyorlar ve özellikle kadınlarda idrar yoluna ulaşmaları daha kolay olduğu için geciktirilmiş idrar bakterilerin vücudumuzda çoğalabilmesi için zaman ve fırsat yaratıyor. İnanılan ve yanlış bilinenin aksine, su içmek ve idrara gitmek aralıklarının düzenli olması idrar yolu enfeksiyonundan korunmak ve sistemin doğru çalışması için çok önem taşımaktadır.” dedi.
