Diyet Yaptığınızı İnsanlara Söylemeyin!

Avatar
hayallerinin peşinde... çok okuyan,azıcık yazan,daima gülen bir meczup...

Yaz aylarına girerken diyet yapmak bir kabusa dönüşebiliyor. İstanbul Diyet Merkezi’nden Uzman Diyetisyen Emel Yılmaz ve Diyetisyen Yunus Kapar’a diyet öncesi, sırası ve sonrası için birçok önemli noktayı sorduk.

Diyete başlamadan önce psikolojik olarak insanların izlemesi gereken yolları anlatan Uzm. Dyt. Emel Yılmaz ve Dyt. Yunus Kapar, insanların diyet konusunda yaptığı yanlışların ciddi sorunlara yol açtığını belirtti…

Diyete başlamadan önce yapılması gerekenler nelerdir?

Diyete başlamadan önce kişinin psikolojik olarak kendini diyete hazır hissetmesi gerekmektedir. Aksi takdirde uygulanan beslenme programları etki etmeyecektir. Kişi mental olarak kendini hazır hissettiğinde ise bir uzman yardımı ile yol izlemelidir. Bu şekilde uygulanan programlarda daha verimli ve daha sağlıklı bir sonuç elde edilmektedir.

Diyet yaparken bir takım yiyecekleri kendimizi yasaklamalı mıyız? Yasaklar, diyet maratonunda insanları daha çok sıkar mı?

Yaşadığımız topluma baktığımızda, “Yasaklar çiğnenmek için vardır” algısı ile karşılaşırız. Ne kadar çok yasak olursa o kadar kişi o yasakları delmek için uğraşır.

Oysa kişi beslenme alışkanlığını değiştirip, besinlerini sınırlayıp veya porsiyon miktarlarını azaltırsa, kişi kendini daha rahat hissedecek, böylelikle diyeti çok daha rahat uygulayıp daha verimli bir sonuç alacaktır. Mental açıdan ise daha az baskı hissedecektir. Hayatımızda sağlıksız besinleri sağlıklı besinler ile değiştirirsek, diyet bize daha kolay gelebilir…

Diyet yaparken kaçamak yapılmalı mıdır?

Diyet yaparken başlarda disiplin çok önemli olduğundan belirli kurallar koymak gerekebilir. Bu karşınızdaki hastanın ne kadar iradeli olup olmadığından kaynaklıdır.

Kişi iradeli ise haftada 1 kaçamak yerine, 2 haftada bir, 1 serbest öğün yapılabilir. Kişi iradeli değilse, burada süreç önemli olduğundan, kişiye direk değil ama zamana yayarak beslenme alışkanlıklarını değiştirmek ve gerekli olduğunu düşündüğünüz kadar kaçamak veya serbest öğün önerebilirsiniz.

Diyet yaptığınızı insanlara söylemeyin!

Diyet yaptığımızı insanlara söylemek yararlı mıdır?

Kişiye göre değişmekle beraber, genelde söylenmemesi daha iyi olabiliyor. Fiziksel aktivite önerdiğimiz bireyler bazen eşofman veya spor kıyafetleri ile yürüyüş yapmak istemediklerini belirtenler oluyor.

Diyette olduğunuzu gizlemekte bazen riskli olabilir. Çünkü toplum olarak ısrarcı bir yönümüz bulunmakta ve bir yere gidildiğinde veya misafir geldiğinde neden az yedin, neden bu yemekten yemedin gibi sorulara maruz kalabiliriz. Bu durumda da biraz rahatsızım ya da biraz önce sofradan kaklktım diyerek ısrarların önüne geçebiliriz.

Diyet yapanların sıkça denediği yollardan biri ise uzun saatler aç kalmak ve porsiyonlarını azaltmaktır. Bu yöntemler ne kadar doğru?

Uzun süre aç kalmak kişide konsantrasyon bozukluğuna veya eksilmesine, hipoglisemi’ye girmesine, metabolizmanın ve sindirim sisteminin yavaşlamasına veya bozulmasına, kabızlık gibi şikayetlerin oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle bizim en temel önerimiz, “sık sık fakat azar azar beslen.”

Günde 3 öğün beslenen kişilerde ise porsiyon miktarı olması gerekenden fazla olacaktır. Ana öğünlerde aldığı enerji miktarı artacak, gece ve ikindi öğününde ani acıkmalar ve yeme atakları olacaktır.

Burada hangisinin daha sağlıklı veya daha doğru olduğunu söylemek istiyorsak, kişinin vücut yapısı, kilosu, yaşam tarzı, beslenme şekli gibi konuları göz önünde bulundurmamız gerekecektir.

Diyet yaparken ekmeği hayatımızdan tamamen çıkarmalı mıyız?

Günlük enerjimizi ağırlıklı olarak %55-60 civarında karbonhidratlardan sağlıyoruz.

Karbonhidratlar ise ekmek, pilav, makarna ve türevleri, patates, kuru bakliyat, yulaf, arpa, çavdar, buğday vs… Ekmek içerdiği vitaminlerden ötürü değerlidir. İçeriğinde B1, B2, B3 biotin, folik asit ile zenginleştirilmiş ekmeklerde ise folik asit bulunur. Bu nedenle ekmeği günlük beslenmemizde belirli miktarlarda bulundurmamız büyük önem taşır.

Özellikle güne başlarken altın öğün olarak adlandırdığımız kahvaltıda bu gruptan seçilen bir ürünün kahvaltınızda bulunması doygunluk hissinizi arttıracaktır. Ayrıca ekmek kahvaltıda pek alternatifi olmayan bir besindir.Ancak ekmeğe karşı çıkan bir takım diyetisyen unvanına mensup olmayan uzmanlara veya sözüm ona yaşam koçlarına canlı yayınlarda yöneltilen “napalım fasulye mi yiyelim?” sorularına verdikleri cevap evet fasulye yiyin demeleri olmuştu. Kahvaltıda fasulye yemek sizin için uygunsa bizim için problem yok.

Diyet yaparken kalori hesabı yapmak ve bir süre sonra kalori takıntısı yapmayı başlatır mı?

Diyet yaparken önemli olan ilk şey bilinçlenmedir. Ne yiyoruz? Ne kadar yiyoruz? Ne kadar tüketmeliyiz? Kalori miktarı nedir? Ne kadar yağ alıyoruz? Ne kadarı şeker içeriyor? Bu tip soruları kendimize sormalıyız. En önemli kontrol noktası ise alışveriş yerleridir. Unutulmamalıdır ki “alışveriş sepetinde ne varsa midende de o vardır.” Bilinçli bir tüketici olarak alınan ürünlerin sadece fiyatlarına değil besin içeriğine de dikkat edilmelidir.

Diyet yaparken kalori miktarını takıntı haline getirip yenilenlerin göz ardı edilmemesi gerekir. Kalorisi düşük her besin sağlıklı değildir. Kalorisi az beslenmek istenilirken sağlıksız beslenilebilinir. Kalori miktarı çok fazla abartılmadan diyette sadece bir yol gösterici olmalıdır.

Diyet yaparken dikkat edilmesi gereken 5 nokta

Diyet yaparken dikkat etmemiz gereken en temel 5 nokta nedir?

1.Diyet yaparken öğünlerden 30 dakika önce su tüketmelidir. Böylelikle ana öğünlerimizde daha az yemek yeme ihtiyacı hisseder ve sindirim sistemini zorlamayız.

2.Ödem oluşumunu engellemek için tuz kullanımı azaltılmalıdır.

3.Fiziksel aktivite için her gün en az 30 dakika ayrılmalıdır.

4.Öğünlerimizde her gün meyve ve sebzeye yer vermeliyiz. Günlük posa ihtiyacını, vitamin ve mineralleri almak sağlığımız için gerekmektedir.

5.Günlük çay ve kahve tüketimine dikkat edilmelidir. Diüretik olduklarından vücudumuz susuz kalabilir veya yetersiz oranda su içerir. Sonuç olarak ise hastalıklara neden olabilir.

Kilo vermekte zorlanan bireylerin kabusu ”İNSÜLİN DİRENCİ’ konusunu biraz açabilir misiniz?

İnsülin direnci Tip 2 diyabetin oluşmasına zemin hazırlayan önemli bir sorundur. Glikozu enerji olarak kullanabilmemiz için insülin hormonuna ihtiyacımız vardır. Fakat pankreas’tan salgılanan ve karaciğer, kas, yağ dokusu gibi dokularda insülin hormonuna karşı duyarsızlık gelişmesi sonucu insülin direnci oluşur.

İnsülin direnci olan bireylerde konsantrasyon güçlüğü, yorgunluk, yemeklerden sonra uyku hali, tatlı gıdalara olan istek artışı, kilo kontrolünde güçlük, özellikle karın bölgesinde yağlanma gibi belirtiler olabileceği gibi aynı zamanda hiçbir belirti de olmayabilir. Muayene sırasında bel çevresinde artış, kan şekerinde ve trigliserid düzeylerinde yükseklik, HLD-kolesterol düzeyinde düşüklük tespit edilebilir.

Beğen
Beğen Aşık Oldum Haha Vay Canına Üzgünüm Kızgınım
1

CEVAP VER