Arıtılmış suda gizli tehlike

Dünyada ve Türkiye’de temiz içme suyuna ulaşmanın ucuz yolu olarak pek çok kişinin başvurduğu bir yöntem de su arıtma cihazları. Sürekli ve düzenli şekilde arıtılmış su kullanmanın sağlık için yarattığı riskleri sıralayan Prof. Dr. Zeki Karagülle, bu suların mineral içermediğini hatta tamamen yapay olduğunu söylüyor.

Milliyet.com.tr’den Senim Tanay Karakuş’un haberine göre; temiz ve kusursuz bir su elde etme amacıyla kullanılan su arıtma cihazları sağlığımız için sakıncalı olabilir. Bu cihazların musluktan cihaza gelen suyu kendi özel filtre sisteminden geçirerek temizlediği iddia ediliyor. Cihazların en fazla kullanılan modelleri ise tezgah altı, musluğun uç kısmına takılan aparat ve son dönemlerde popüler olan sürahi formunda olanları. “Suyu temizlemekten ziyade sağlık için yararlı olan tüm mineral ve bileşenleri de yok ediyor” diyen İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Uzmanı Prof. Dr. Zeki Karagülle, araştırma sonuçlarına dayandırdığı çarpıcı bilgiler paylaştı.

Dünyanın pek çok noktasında musluktan akan su, rahatlıkla tüketilebiliyor. Biz neden musluktan akan suyu içemiyoruz ya da içilebilir olduğu halde uzak mı duruyoruz? Türkiye’de hangi illerde musluktan akan su rahatlıkla içilebilir?

Su tüketimi doğrudan gelir düzeyiyle bağlantılı. O yüzden tüm gelişmiş toplumlarda her insanın kolaylıkla ulaşabileceği şehir şebeke suyunun temiz, güvenilir ve sağlıklı olması gerekir. Tüm dünyada bu böyledir. Türkiye’de de şehir şebeke suyunu insanlara sağlamak belediyenin görevidir. Oysa şişelenmiş içme suyu tüketimleri ise insanların gelir düzeylerine, alışkanlıklarına ve tercihlerine bağlı. Belli başlı illerin içilebilir şebeke suları üzerine bilgiler zaman zaman kamuoyuyla paylaşılıyor. Ancak bu verilerin her zaman güncel ve ulaşılabilir olması sağlanmalı.

‘SIFIR MİNERAL İÇERİYOR VE TAMAMEN YAPAY’

Su masrafından tasarruf edebilmek adına arıtma cihazları kullanılıyor. Öyle ki pek çok firma cep telefonları üzerinden arama yaparak ürününü pazarlama noktasına bile gidiyor. Damacanaların sağlığa zararlı olduğunu hatta kansere yol açtığı düşünenler de bu yola başvurabiliyorlar. Arıtılmış su için “Gönül rahatlığıyla tüketin” denilebilir mi?

Arıtılmış su ile damacana doğal kaynak suyunu sağlık açısından kıyasladığımızda arıtılmış suyun ambalajlı doğal mineralli ve kaynak sudan daha sağlıklı, güvenli olduğunu iddia etmek mümkün değil. Arıtma cihazlarındaki tüm arıtma yöntem ve teknikleri sudaki zararlı kimyasal ve mikrobiyolojik bileşenleri arıtırken, sağlık için yararlı ve gerekli olan tüm mineral ve bileşenleri de sudan uzaklaştırıyor. Sonuçta elde edilen saf su niteliğinde neredeyse sıfır mineral içeren bir yapay sudur.

Ayrıca ev tipi bireysel arıtma cihazlarında kullanılan ve su ile temas eden filtre, süzgeç, arıtım haznesi, pompa gibi aksamlar zamanında ve uygun şekilde bakıma alınmaz ve uygun zamanda değiştirilmezse arıtılan suyun kimyasal ve mikrobiyolojik kirlenmesine sebep olarak sağlık riski oluşturabilirler. Bu cihazlardan elde edilen suların denetimine ilişkin herhangi bir denetim mekanizması da bulunmuyor. Oysa ambalajlanıp tüketime sunulan doğal kaynak suları yasal düzenlemeler gereğince hem kendi içlerinde hem de Sağlık Bakanlığı’nca sürekli bir denetime tabidirler.

‘ARITILARAK ASLINDA SAF SU ELDE EDİLİYOR’

Uzun süre arıtılmış su tüketenlerde karşılaşılan sağlık problemleri oluyor mu?

Farklı yöntemlerle arıtılarak kullanılan suların tüketilmesinin düşünüldüğü gibi güvenli ve sağlıklı olmadığıyla ilgili kanıtlar artıyor. Özellikle mineral eksikliğine bağlı bazı sağlık sorunları bu tür arıtılmış suları uzun süre tüketenlerde ortaya çıkıyor. Arıtma cihazları sudaki zararlı kimyasal ve mikrobiyolojik içerikleri filtrelerken, sağlıklı vücut işlevleri için gerekli olan suda çözünmüş bulunan belli başlı mineralleri de sudan uzaklaştırıyor. Bu şekilde aslında saf su elde edilmiş oluyor.

Saf su soğutma sistemlerinde, ilaç üretimlerinde, araçların akülerinde, ütülerde ve birçok alanda yaygın olarak kullanılır ancak içme suyu olarak uygun değil. Doğada hiçbir canlı saf su tüketmez. Saf suyun içme suyu olarak tüketimi, insanlar için de sağlıksız bir seçenektir. İçme suyu olarak doğal ve dengeli mineral içeriği olan, doğada korunmuş doğal kaynaklardan elde edilen sular tercih edilmeli.

HASTALIKLARA ZEMİN HAZIRLAYABİLİR

Vücudun birçok temel fizyolojik işlevi için gerekli olan kalsiyum, magnezyum, sodyum, klorür, bikarbonat ve sülfat gibi önemli bileşen ve minerallerin günlük beslenmede yeterli düzeylerde alınmasında gün boyu tüketilen doğal mineralli ve kaynak sularının yararlı olduğu artık bilimsel bir gerçek. Oysa mineralsiz arıtılmış suların içilmesinin orta ve uzun vadede sağlık problemleri yaratabildiğini gösteren bilimsel çalışmalar var. Vücudun elektrolit, sıvı, mineral ve pH dengesinde oluşan bozulmalar ise fizyolojik süreçleri olumsuz etkiliyor. Bu konuda yapılan çalışmalar arıtılmış su tüketiminin kalp, damar ve kemik sağlığı problemleri, hipertansiyon, okul çağındaki çocuklarda büyüme geriliği, diş çürükleri ve yetişkin nüfusta bazı kanser türlerine neden olabileceğini ortaya koyuyor.

Arıtma işlemiyle suyun içinde doğal olarak bulunan mineraller uzaklaştırılınca suyun pH değerlerinin de ciddi oranda düştüğünü bir çalışmamızda gösterdik. Bu düşüş, minerallerin uzaklaştırılmasının sonucu ve birtakım sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu noktada toplumun doğru bilgilendirilmesi, sağlıklı ve güvenli su kullanımı üzerine bilgi ve duyarlılığının artırılması gerekli. Aksi takdirde sağlıklı içeceğiniz suyu sağlıksız hâle getirirsiniz.

Günlük kullanım için sürahi şeklinde arıtma cihazları çok popüler oldu. Onlar da aynı derecede sakıncalı mı?

Her türlü arıtma cihazı için aynı mantık geçerli. Zararlı tüm maddeleri sudan arıtırken, faydalı mineralleri de yok ediyor. Eğer kullanılıyorsa düzenli bakım yapılmalı ve filtre temizliğinde son derece dikkatli olunmalı. Aksi halde sağlıklı su içtiğinizi zannederken sağlıksız su içmiş olursunuz.

‘EN İDEALİ SUYUN CAM AMBALAJDA SAKLANMASI’

Ambalajlı sulara bakacak olursak biri diğerinden daha sağlıklıdır denilebilir mi? Özellikle polikarbonat plastikten korkanlar, cam damacanalara yöneliyorlar…

Ambalajlı suların uluslararası standartları var ve bu standartlar ülkemizde de geçerli. Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmeliklerde bunlar belirlenmiş durumda. En ideali, suyun cam ambalajda saklanmasıdır ancak diğer polikarbon ile pet ambalajlar, kullanım ve taşıma kolaylığı sağlar. Açılan pet şişe ise o gün içinde bitirilmeli. Ayrıca güneşte bırakılmamalı.

‘AÇILAN PET ŞİŞE O GÜN BİTİRİLMELİ’

Pet şişelerde satılan suları satın alanlar, suyu tükettikten sonra içine tekrar su doldurup birkaç gün daha kullanabiliyor. Zararı var mı?

En sağlıklı tüketim için açılan pet şişe o gün içinde bitirilmeli. Ayrıca satış öncesi ve evlerde kullanım öncesi kirli ve kimyasal madde bulaşmış zeminlerde, depolarda bekletilmemeli, direkt güneş ışığına ve sıcağa maruz bırakılmamalı.

Ambalajlı suları (pet şişe, damacana, cam damacana vb.) tüketirken nelere dikkatli etmeliyiz? Satın alırken, ağzını açıp kullandığımızda nasıl bir yol izlemeliyiz?

Öncelikle damacananın yıpranmamış, temiz ve saydam olması gerekir. Tabii ki suyun bulanık olmaması, içinde yüzen parçacıklar ve yosun gibi yabancı maddelerin bulunmaması lazım.

Damaca açıldıktan sonra maksimum bir hafta içinde tüketilmeli. Hiçbir şekilde ağzı açık bırakılmamalı, eğer pompa ya da su sebili kullanılıyorsa en az ayda bir kez temizlik ve bakımları yapılmalı.

Beğen
Beğen Aşık Oldum Haha Vay Canına Üzgünüm Kızgınım

CEVAP VER