Kategoriler: Kanser

Diyabetteki artış karaciğer kanseri vakalarını da arttırdı

Son yapılan bilimsel çalışmalara göre karaciğer kanseri riskinin diyabetli kişilerde, diyabet olmayanlara göre 2-3 kat arttığı gözlemlendi. Bu oranın diyabetlilerde artan obezite oranıyla da ilişkili olduğunun altını çizen Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Yeşim Yıldırım, “Fazla kilosu olanlarda, vücutta artan kan yağları ve yüksek kan şekeri çeşitli mekanizmalarla karaciğer hücre hasarlarına, ardından da siroz ya da karaciğer kanseri gelişimine kadar ilerleyebiliyor. Çağımızda özellikle diyabet hastalığının artmasıyla birlikte karaciğer kanseri vakalarının da giderek arttığını görüyoruz. Ancak karaciğer kanseri tedavisinde ağızdan alınan tablet şeklindeki akıllı ilaçlarla ciddi yol kat edildi. Günümüzde artık ilk seçim olarak immünoterapi ve moleküler tedavi kombinasyonları sayesinde çok daha başarılı sonuçlar elde edebiliyoruz” açıklamasında bulundu.

Doç. Dr. Yeşim Yıldırım, 4 Şubat Kanser Günü vesilesiyle karaciğer kanseri ile diyabet arasındaki ilişkinin yanı sıra, karaciğer kanseri tedavisindeki son gelişmelerden de söz etti…

Karaciğer kanserinin son yirmi yılda sıklığı giderek artan bir hastalık olduğunu vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Yeşim Yıldırım, “Karaciğer kanserine neden olan en önemli faktörler kronik Hepatit B (yüzde 50) ve Hepatit C (yüzde 25) enfeksiyonlarıdır. Ancak son yıllarda hepatoselüler kanserlerin yüzde 20’si obezite, tip 2 diyabet, dislipidemi ve hipertansiyonun eşlik ettiği yağlı karaciğer hasarı ve yağlı karaciğer zemininde gelişmiş siroz sonrası oluşmakta ve bu risk faktörü giderek artmaktadır” dedi.

MR ve tomografi ile tanı konuyor

Genellikle hastaların geç evrede kaşıntı, sarılık, karnın sağ üst kısmında ağrı, dalak büyümesi, karın şişkinliği, kanama, zayıflama, gövdede damarların belirginleşmesi gibi kronik karaciğer hastalığı ve siroz bulgularının ortaya çıkması ile doktora başvurduklarını söyleyen Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Yeşim Yıldırım, “Tanı için eğer altta yatan kronik karaciğer hasarı oluşturacak hepatit B, C, yağlı karaciğer gibi bir neden varsa sadece görüntüleme yöntemleri MR ve tomografi ile tanı konulabilir, çünkü karaciğer kanserinin CT ve MR’da tipik bir görüntü paterni vardır ve biyopsi bu durumlarda gerekmez. Ancak hastaların yüzde 25’inde altta yatan bir neden olmayabilir. Bu grupta tanı biyopsi ile konulur” şeklinde konuştu.

Tedavi planlanırken hastalığın yerleşimi, nodül sayısı gibi birçok etmen değerlendirilmeli

Tedaviyi planlarken hastalığın karaciğerdeki yerleşiminin, nodüllerin sayısının, büyüklüğünün, eşlik eden sirozun olup olmadığının, cerrahiye elverişsizliğe neden olabilecek başka hastalıkların olup olmamasının, genel performans durumunun ve metastaz durumunun detaylı değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Yeşim Yıldırım, “Eğer hastalık sadece karaciğerde ise, karaciğerdeki lezyonların sayısı, boyutu, yerleşimi ve karaciğerin rezervine bakılarak cerrahi, transplantasyon gibi seçenekler düşünülebilir. Eğer cerrahiye uygun değilse lokal ablatif tedaviler denilen radyofrekans ablasyon (RFA), kemoembolizasyon, radyoembolizasyon ya da radyoterapi gibi yöntemlerle tedavi yapılabilir” dedi.

Karaciğer kanserine karşı immünoterapi ve moleküler tedavi kombinasyonları

Hastalık yaygınsa ve karaciğerin dışında da bulunuyorsa yani metastatik ise o zaman sistemik tedavilerin uygulandığını söyleyen Doç. Dr. Yeşim Yıldırım, “Karaciğer kanseri kemoterapiye cevap veren bir kanser değildir, bu nedenle uzun yıllar tedavilerde istenilen başarılar elde edilememiştir. Ancak son yıllarda önce ağızdan alınan tablet seklindeki akıllı ilaçlarla tedavilerde yol kat edilmeye başlandı. Günümüzde ise artık ilk seçim olarak immünoterapi ve moleküler tedavi kombinasyonları ile çok daha başarılı sonuçlar elde edilebiliyor” açıklamasında bulundu.

Meraklı Hastalar

Merak Et, Sağlıklı Kal!

Paylaş
Yayınlayan
Meraklı Hastalar

Önceki Yazılar

GEN, HIV ve kanser alanında önemli iş birliğine imza attı

GEN, Jaguar Health Inc. ile önemli bir ortaklık ve iş birliği anlaşmasına imza attı. GEN,…

% gün önce

Türkiye’de bir ilk olan uniGEN projesi 1.000’den fazla öğrenciye ulaştı

Yenilikçi tedaviler ve nadir çözümler sunan GEN, Türkiye’nin en hızlı büyüyen ilaç şirketlerinden biri olarak…

% gün önce

“BU İŞ SANDIĞINDAN BÜYÜK” KAMPANYASI BAŞLIYOR

Günümüzde küresel bir salgın olarak nitelendirilen obezitenin, irade eksikliği ile açıklanabilecek basit bir yapıda olmadığı,…

% gün önce

GEN, YENİLİKÇİ İLACI SUL-238’İN FAZ 1 ÇALIŞMASINI BAŞLATTI

GEN, Alzheimer ve diğer nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde kullanılması hedeflenen yenilikçi araştırma ilacı SUL-238'in sağlıklı gönüllülerle…

% gün önce

Humanis, Altın Havan Ödülü’ne layık görüldü

İnsan odaklı sağlık felsefesini benimseyen Humanis, 13. Altın Havan Ödülleri’nde nadir hastalıklardan biri olan Serebrotendinöz…

% gün önce

Pozitif-iz Derneği ve Sarıyer Belediyesi’nden önemli iş birliği: Ücretsiz ve kimlik bilgisi vermeden HIV Testi

Günümüzde HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) ile enfekte olan kişiler uygun tedavilerle hayatlarına normal bir…

% gün önce