Anne adaylarının büyük travması: Düşük

Bir anne adayı için en zor deneyimlerden birisi şüphesiz düşük… Çoğunlukla gebeliğin ilk üç ayında gerçekleşen düşüğün büyük çoğunluğu bebekte bulunan genetik sorunlar nedeniyle ortaya çıkıyor. DoktorTakvimi.com uzmanlarından Op. Dr. Pınar Kadiroğulları, anne adaylarının hafif kahverengi akıntı, kanama, ağrı ve ateş gibi şikayetleri varsa hemen doktora başvurması gerektiğini belirtiyor.

Gebeliğin 20’inci haftasından önce bebeğin kaybedilmesi düşük olarak adlandırılıyor. Erken gebelikle ilişkili en yaygın komplikasyonlardan biri olan düşüklerin yüzde 80’den fazlası hamileliğin ilk üç ayında gerçekleşiyor. Gebeliklerin %15-25’i yani yaklaşık dörtte birinde düşük görülüyor. Düşüklerin gebeliğin 20’inci haftasından sonra görülme olasılığının az olduğunu, gerçekleştiğinde ise geç düşük olarak adlandırıldığı belirten DoktorTakvimi.com uzmanlarından Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Pınar Kadiroğulları, anne adayı için düşüğün son derece travmatik ve yıkıcı bir deneyim olduğunu hatırlatıyor.

Düşüklerin büyük bir kısmının bebeğin yaşam ile bağdaşmayan genetik sorunları olduğunda ortaya çıktığını, anne ile ilgili olmadığını anlatan Op. Dr. Kadiroğulları, “Enfeksiyon, annede diyabet veya tiroid hastalığı gibi tıbbi durumlar, hormon sorunları, bağışıklık sistemi tepkileri, annede fiziksel problemler ve uterin anormallikleri de düşüğe sebep olabilir. 35 yaşın üstünde, diyabet veya tiroit gibi hastalıkları olan, daha önce üç veya daha fazla düşük yapan bir kadının düşük yapma riski daha yüksektir” diyor.

Bu belirtilerden biri bile varsa doktorunuzla görüşün

Düşüğün esas belirtisinin vajinal kanama olduğunu söyleyen belirten DoktorTakvimi.com uzmanlarından Op. Dr. Pınar Kadiroğulları, bu kanamanın hafif kahverengimsi akıntıdan çok ağır kanamaya kadar değişebileceğinin altını çiziyor. Kadiroğulları, ayrıca karında kramp ve ağrı, hafif ya da ağır dereceli sırt ağrısı, kilo kaybı, vajinadan sıvı boşalması, vajinadan dokulu veya pıhtılı boşalma, bayılacak gibi veya sersem hissetmek, kasılmalar ve ateş gibi belirtiler de görülebileceğini anlatıyor: “Gebe olduğunuzu biliyorsanız, kanama ve ağrı ile beraber parça düşürdüyseniz düşük yapıyor olabilirsiniz. Kanama ve hafif rahatsızlık, düşükten sonra da yaygın görülen belirtilerdir. Ateş, titreme veya ağrı ile ağır kanamalarınız varsa, bu semptomlardan herhangi birisini yaşarsanız hemen doktorunuza başvurun!”

Düşük sonrası yüzde 85’inde sonraki gebelik normal ilerler

Düşük riskiyle doktora başvurulduğunda kadın doğum uzmanının şikayetlerinizi, nasıl başladığını sorguladıktan sonra kanamanın miktarını da görmek için pelvik muayene yapacağını ve ultrasonla bakacağını anlatan Op. Dr. Pınar Kadiroğulları, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Düşük gerçekleşmiş ve uterus boşsa, rahmin içinde bebek ya da eşinin parçası kalmamış ise genellikle başka tedavi gerekmez. Bazen uterus tamamen boşalmaz, bu nedenle kürtaj yapılır. Kürtaja alternatif olarak kalan parçaların rahimden dışarı atılmasına yardım edecek bazı ilaçlar da verilebilir. Gebelik testi yapılarak testteki düşüşe göre düşüğün ilerlemesi ve gebeliğin tamamen sonlanıp sonlanmadığı değerlendirilir. Kanama durduğunda genellikle günlük yaşantınıza devam edebilirsiniz. Kan uyuşmazlığınız var ise doktorunuz size bir kan ürünü verebilir. Bir kadın üst üste iki düşükten fazlasını yaşadıysa (tekrarlayan düşük olarak adlandırılır) kan testleri, genetik testler veya ilaçlar gerekli olabilir.”

Kadınların birçoğunun düşük sonrası gebe kalamayacağı konusunda endişelere sahip olduğunun altını çizen DoktorTakvimi.com uzmanlarından Op. Dr. Pınar Kadiroğulları, “Düşük yapan kadınların en az %85’inde sonraki gebelik ve doğum normal olarak ilerler. Düşük yapmak, bir mutlaka doğurganlık probleminiz olduğu anlamına gelmez. Bu konudaki endişelerinizi bir uzmanla görüşerek giderebilirsiniz” diyor.

Meraklı Hastalar

Merak Et, Sağlıklı Kal!

Paylaş
Yayınlayan
Meraklı Hastalar

Önceki Yazılar

GEN, HIV ve kanser alanında önemli iş birliğine imza attı

GEN, Jaguar Health Inc. ile önemli bir ortaklık ve iş birliği anlaşmasına imza attı. GEN,…

% gün önce

Türkiye’de bir ilk olan uniGEN projesi 1.000’den fazla öğrenciye ulaştı

Yenilikçi tedaviler ve nadir çözümler sunan GEN, Türkiye’nin en hızlı büyüyen ilaç şirketlerinden biri olarak…

% gün önce

“BU İŞ SANDIĞINDAN BÜYÜK” KAMPANYASI BAŞLIYOR

Günümüzde küresel bir salgın olarak nitelendirilen obezitenin, irade eksikliği ile açıklanabilecek basit bir yapıda olmadığı,…

% gün önce

GEN, YENİLİKÇİ İLACI SUL-238’İN FAZ 1 ÇALIŞMASINI BAŞLATTI

GEN, Alzheimer ve diğer nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde kullanılması hedeflenen yenilikçi araştırma ilacı SUL-238'in sağlıklı gönüllülerle…

% gün önce

Humanis, Altın Havan Ödülü’ne layık görüldü

İnsan odaklı sağlık felsefesini benimseyen Humanis, 13. Altın Havan Ödülleri’nde nadir hastalıklardan biri olan Serebrotendinöz…

% gün önce

Pozitif-iz Derneği ve Sarıyer Belediyesi’nden önemli iş birliği: Ücretsiz ve kimlik bilgisi vermeden HIV Testi

Günümüzde HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) ile enfekte olan kişiler uygun tedavilerle hayatlarına normal bir…

% gün önce